Kahveye ve Tarihine Kısa Bir Bakış
İlk konumu rafine zevkleri olan herkesin bayıldığı ve hayatının vazgeçilmez bir parçası olarak kabul ettiği kahveyi ele almak istedim. Bildiğiniz gibi günümüzde kahve hayatımızın vazgeçilmez bir parçası. Öyle ki son on, on beş yıldır zincir marketlerden tutunda 3.nesil kahve atölyeleri ve zincir kahvecilere kadar birçok nitelikli kahveye ulaşma imkânı hayatlarımıza dahil oldu. İnsanlık tarihine baktığımızda ve bununla ilgili yazılı kaynakları incelediğimizde kahvenin yaklaşık 1500 yıldır hayatımızda olduğunu görüyoruz. Bunun bizim için şüphesiz en bilinen örneği Türk Kahvesidir zira Osmanlının Yemeni işgali ile keşfedilen ve yerel bir demleme tarzıyla pişirilen kahve bizim kültürümüz içinde vazgeçilmez bir öneme sahiptir. İnsanlar kahveyi keşfettikleri tarihten bu yana hayatlarının her alanında onu kullanmaya çalışmaktadır. Bunu sadece bizim alışıla gelmiş yöntemlerimizde değildir. Kahve yemeklerini yapmak, meyvelerle ve yağlarla karıştırarak yüzlerce farklı yöntemle kahveyi tüketmektedir. Bunun en önemli sebeplerinden biri kahvenin içinde bulundurduğu yüksek kafeindir. Kafein aslında sadece kahvede değil günlük hayatımızda tükettiğimiz çaydan tuttun farklı birçok bitkide bulunmaktadır. Kafein bitkileri kendini böceklere karşı savunma mekanizmasının bir parçasıdır. Bizim için faydalı etkileri miktara bağlı olan kahve, kahve ağaçlarını hedef alan böcekler için ölümcüldür. Çok şaşırtıcı değildir aslında zira insanlar için bile fazla kafein sağlık sorunlarını beraberinde getirir. İnsanlık kahvenin faydalı özelliklerine keşfetmiş ve daha sonra günlük hayatlarında bunu kullanmaya başlamıştır. Bugün geldiğimiz noktada da kahve artık hayatımızın vazgeçilmez bir parçasıdır. İnsanların nitelikli kahve talebi de bunun en büyük göstergesidir. Bunları anlattıktan sonra ileride daha detaylı inceleyeceğimiz kahve nesillerine de değinmek gerekir. Sık sık kulağımıza “3.Nesil” kahveci terimi çalınmıştır. Kahveleri üç nesil altında incelememizin en büyük sebebi kahvenin tarihi değil modern yaşantılara girişi ve geçirdiği değişimlerdir. Birinci nesil diye tabir edilen ticari granül kahveler aslında hayatımızda çok eski ancak tarihte çok yenidir. Daha önce belirtiğim gibi kahve neredeyse iki milenyumdur hayatımızda. Bu uzun yıllar boyunca insanlar kahvenin olumlu etkilerini keşfedip onu pozitif olarak kullandı, 19. Yy ile savaşların farklı bir boyuta gelmesi, insanların çalışma anlayışlarının değişmesi ve birçok global gelişme ile fabrikasyon ve paketli ürünler hayatımıza dahil oldu. Bu o dönem için bir devrimdi. Çünkü kahve günlük hayata girmiş ve insanların vazgeçilmez bir tüketim ürünü haline almıştı. Ayrıca uzun ömürlü paketler dünyanın her yerine kahve satışını mümkün hale getirmişti. İnsanların hayatlarının vazgeçilmez bir parçası haline geldikten sonra kahve bir evrim daha geçirdi. İnsanların sosyal hayatlarında beraber buluşup vakit geçirdikleri, lezzetli ve farklı şekilleri olan kahvelerle tanıştı. Bu bizi zincir kahve markalarına getirdi. Zincir kahve markaları son 50-60 yıldır hayatımızda ve artık onlarda toplumun vazgeçilmez birer parçaları. Bundan sonra her kahve kendi kültürünü oluşturmaya başladı zira insanlar kahveyi daha yakından tanımaya başladılar. Kahveler artık fabrikasyon değildi ve sadece tek bir şekilde servis edilmiyordu. Farklı demleme şekilleri farklı aromaları vardı. Dünyanın farklı bölgelerinden gelen ilginç aromalara sahip kahveler insanların ruhu adeta cezbetti ve bu ürünün en büyük akımını yarattı. 3.Nesil kahve; Aslında bu kahvelerin hayatımıza girmesiyle beraber insanlar geçmişe bir dönüş yaşadılar. Kendilerinden önceki insanlar gibi taze kahve çekirdekleri ile doğal ve aromatik demleme yöntemlerini harmanlayıp en lezzetli kahveyi yapmaya koyuldular. Bugün dünyanın hemen hemen her şehrinde bir yeni nesil kahveci bulmak mümkün. Bunlardan birçoğu işini oldukça iyi yapıyorlar ve insanlara kahveyi tanıtıyorlar. Bunca yıl sonra bile kahveyle ilgili öğrenilecek ve keşfedilecek bu kadar çok şeyin olması inanılmaz. Belki onu rafine bir zevk haline getiren şeyde budur…
(Kahveye böyle kısa bir giriş yaptıktan sonra klasik demleme yöntemlerini bir dahaki yazılarımda sırayla ele almayı düşünüyorum.)


Yorum bırakın